Mülakat Hikayem | İşe Alındım Mı? Anı!

Merhaba, bu üçüncü anı yazım. Birincisi Stajyer Ne İş Yapar? , ikincisi Patron Stajyeri Odasına Çağırırsa? Anı! , üçüncüsü de bu yazım oluyor...

Herkes lise üçün sonlarına doğru staj yerlerini ayarlamış, bir ben boşta kalmıştım. Neredeyse her gün müdür yardımcısının odasına giriyordum oda bana bulmaya çalışıyordu. Öğretmenler de beni övdüklerinden iyi bir yer ayarlamaya çalışıyordu. En son Milli Eğitim olmasına karar verdi. Her şey ayarlandı falan derken. Yaz tatilinin sonuna doğru müdür yardımcısı bana mesaj attı. Okula gelmemi söyledi. Ben de bir saat sonra okuldaydım. Tisort, kot falan. Bana anlattı özel bir şirket başarılı bir öğrenci istiyormuş, aklına da ben gelmişim 😄😎

Bana bir evrak verdi ve git, imzalat, getir dedi. İş yeri hakkında pek fazla bilgim de yok. Gittim. Müdür odasında imzalatırken müdür konuşmaya başladı. Nasıl gidiyor falan diye. Ben de iyi diyorum. Dersler nasıl, güzel. Falan derken...

- 5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

- Bilmiyorum, hiç düşünmedim.

- Hmm. Üniversite okumayı düşünüyor musun?

- İki üniversite falan okumayı düşünüyorum.

- Peki hangi bölüm?

- Düşünmedim. Kendi bölümüme uygun bir şeyler okurum herhalde.

- Tabi. İyi o zaman Ömer. Biz seni en yakın zamanda ararız...

Çıktım okula gidiyorum. Aklımda biz seni ararız cümlesi. Nerede kullanırdı bu cümle ya diye düşünürken mülakat olduğunu eve giderken anladım. Ben sohbet ediyoruz sanmıştım. Kesin aramayacaklar diyorum. Ama telefonum hep yanımda.

Girdim bilgisayara, ararlarsa diye şirketin internet sitesindeki hakkında bölümünü, tarihini baştan sona okudum, ezber yapıyorum. Tarihler, ortak şirketler, kurucular falan derken ezberledim çoğu şeyi. Ve aradan iki gün geçtikten sonra aradılar... Bir saate kadar gelir misin diye. Heyecanlandım bu sefer gömlek falan giydim, ezberimi gözden geçirip gittim.

Yolda düşünüyorum; öyle derse böyle derim, böyle derse şöyle derim diye, peki şöyle derse. Aman ne olacak düşünme bu kadar desem de kendime tüm konuşmayı planladım. Oturduk yine naber falanı geçtikten sonra ''ee'' dedi. ''Ne biliyorsun şirketimiz hakkında?''

İşte bu beklediğim soruydu iki saniye düşündüm, ezber yapmış gibi görünmemeliydim. Şu yılda kurulduğunu şunla ortak olduğunu, şu yılda ihaleyi şu şehirlerde kazandığını falan sayıp, bir dakika anlattım. 

''Vay be baya etkileyici'' dedi. Ben de tabi durur muyum devam ediyorum. Son zamanlar da çalışacağım için beden dili, diksiyon çalışıyorum falan diyorum. ''İyi o zaman seni danışma yapalım'' dedi ve o günden beri danışmayım. Muhasebe okudum o kadar yıl ama hiç kullanmıyorum. Şu insanlarda da iletişim konusu zor olduğundan baya diksiyon beden dili, psikoloji derken bir sürü şeyi araştırmak zorunda kaldım. İyi gidiyor ama. Ne söylediğine dikkat etmek lazım. Gaza gelmek iyi bir şey değil... 😏