Pek fazla bilgim olmasa kitaplar hakkında az çok bir şeyler biliyorum. Yazar olmak gibi bir hayalim hep de vardır köşede. Aslında şuan da kendimi yazar olarak sayıyorum ama ben sayıyorum, benim saymam yetmez.
İlk kitap okumamı, hangi kitabı okuduğumu falan hatırlamıyorum. Gerçek anlamda iki yıl önce kitap okumam gerektiğinin farkına vardım. Kişisel gelişim ve deneme kitaplarıyla başlayıp öyle devam ettim. Roman okumada başarısızım bitiremiyorum.
Yazarlar deseniz baya araştırdım. Cine5'te bibliyofil diye bir program vardı önceden ben youtube'de videolarıyla keşfettim o programı ve sardı beni ve tüm bölümlerini izledim, yazarlarla sohbet ediliyor yabancı yazar olarak Tess Gritsen bile geldi.
Bir de TRT'de bir kitap bir yarışma programı vardı kütüphaneye girip, rastgele bir kişiye soru sorup bilirse kitap hediye ediliyordu.
Son olarak da NTV'de Önce Söz Vardı programı vardı. İskender Pala, Ahmet Ümit ve Mario Levi'nin sohbetlerini dinlemeye bayılıyordum ara sıra kendimi yaşlı hissediyor nerede o eski İstanbul diyordum (İstanbul'a hiç gitmedim.)
Bu arada İskender Pala'nın unutamadığım bir sözü vardı şöyle demişti; ''Bir yılda yazdığım bir kitap aslında elli artı bir yılda yazılmıştır.'' demişti. Yani hayat birikimini çok iyi anlatmıştı.
Neyse. Bazen de kütüphanede veya kitapçıda kendimi kaybederim, saatlerce dolaşım onlarca kitabın arka kapağını okuyup bırakır ve hiçbir şey almam. Bazen de sadece kapağı için aldığım kitaplar olur...
Ve evet ben de kitabın film yapıldığında kitabı daha iyi bulanlardanım filmin hayal gücümüzü kısıtladığını düşünürüm. Ya beyin, zeka, beden dili vs. konulu kitaplara da bayılırım. Herkes gibi benim de bir kitap kafe açmak gibi bir hayalim vardır veya birisi açsın işte ya kitap okuyana kahve bedava olsun falan filan.
Siz ne düşünüyorsunuz kitaplar hakkında? Ne tür kitapları seviyorsunuz? Veya hangi yazarı seviyorsunuz? Ya da eklemek istediğiniz bişey var mıdır? bekliyorum yorumda.
Cok güzel anlatmissin, düşüncelerinin tamamina katılıyorum :)
YanıtlaSilTeşekkürler =)
Sil