Beklentiler ve hayal kırıklıkları. Yaşadığımız dönemi bu cümle ile tanımlayabilirim. Tüketim topumu olduğumuz konusuna girmek istemiyorum açıkça bilinen şeylerden bahsetme niyetinde değilim. Fakat bu hız içten içe bizi tüketiyor. Kaotik bir evrende yaşadığımız ne kadar da ortada. Evrenin bir parçası olan biz de bir kaos içerisindeyiz. Günden güne tükendiğimiz bir dönem. Arka arkaya olumsuz cümleler kurma niyetinde değildim. Ne de olsa mutsuzluk bir hastalık gibi öyle değil mi? Bazı duygular hastalık, bazı düşünceler, bazı davranışlar gibi. Kendi özelliklerimiz alt benliklerimizi nasıl da reddediyoruz. Gülünç bir durum ve bir o kadar da acı. Kimlik sorunları yaşıyoruz, kim olduğumuz ile ilgili problemlerimiz var çünkü olduğumuz kişi değersiz. Mutlu olmalıyız çünkü olması gereken bu, başarılı olmalıyız, daha olmalıyız hep daha. Tembel olmamalıyız, erken uyanmalıyız, güneşi selamlamalı ve işimize koyulmalıyız çünkü, çünkü yaşam amacımız bu. Bu kinayeli cümlelere, peki ne? Yaşamın amacı ne demek mümkün? öyle bir amaç olduğunu sanmıyorum. Durun hemen yargılamayın bu umutsuz bir insanın yazısı değil. Tabi ki umutluyum çünkü öyle olmam gerekiyor. Sizin gibi hayattan beklentilerim var, ben de bir şeyler başarmak istiyorum, sonra daha başarmak. Zengin olmak belki çünkü öyle olmam gerekiyor sonra daha olmak. Sanırım buldum yaşamın amacı "daha" olmak.
Her şey bir kenara, bazı beklentilerimiz gerçekleşmiyor, ve bu bizi daha olmaktan alıkoyuyor. Bu bazı beklentiler bazen bir okul kazanmak, bazen iş bulmak, bazen birinin bizi sevmesi, bazen ise sadece mutlu olmak, daha mutlu, sonra daha da mutlu. Baydınız mı. Eh be hayat böyle geçer mi? diye düşünebilirsiniz. Şu ana kadar geçti, birkaç saniye daha geçti şimdi. Ne yapmalıyız!? TV'deki bazı insanlar pes etmeyin diyor, Youtube'dakiler de az uyuyun, podcast yapanlar var umursamayın diyor, arkadaşım çok düşünme, ben de bir şeyler diyorum. "Mutlu" olun.
Blogu neden bıraktım :) Bu blog sanırım dört yıldan fazladır burada ve kurduğumda birkaç haftada popüler olacağımı düşünmüştüm, sonra daha popüler. İlk yorumumu bir ay sonra aldım. Para kazanacağımı düşünmüştüm, sonra daha da para, adsanseye baktım az önce sekiz küsür tl birikmiş, kazanmışım. Bunlar üzücü şeyler değil. Ben yazmayı seviyordum. Halen de yazıyorum. Yazmak gerekli, bazen kendinle yüzleşmek, kendini dinlemek amacıyla. Tabi herkesin kendini dinleme yöntemi farklıdır. Ben bunu yazarak yapıyorum diye siz de öyle yapmak zorunda değilsiniz mesela, "daha" iyisini yapabilirsiniz.
Düşünceler kategorisini bunun için kullanacağım, kendimle yüzleşmek. Aslında yazdığım yazıların çoğunda kendimle tartışma içerisindeyimdir. Temel sebep kendinle barışamamak elbette. Ve bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek çünkü hayat bir karmaşadır ve insan evren gibi kaotiktir. Belki de kendimizle barışamayacağımız fikriyle barışabiliriz, bu daha kolay.
Bu yazıya başlarken sadece geçen yıl blog yazmayı neden bıraktığım konusundan bahsedecektim. Sanırım o konu dışındaki her şeyden bahsettim. Meğerse ne çok özlemişim yazmayı. Başka bir yazıda görüşmek üzere. Alınmayın bir önceki cümleyi kendime söyledim, sonrakini de. Hoşçakal.
Blog yazmak aslında ilk önce kendin için yazmaktır.
YanıtlaSilKatılıyorum, diğer türlü(para kazanma, popüler olma) beklentiler için farklı mecralar var öğneğin: TikTok :)
SilBen de bloga ilk başladığımda her gün yazıyordum ve çok zevk alıyordum.Şimdi biraz daha az zaman ayırıyorum.Ortalama haftada bir yazmaya gayret ediyorum.Benim parasal bir beklentim yoktu ama duyulmak istiyordum sanırım...
YanıtlaSilHepimizin beklentileri vardı fakat algoritmaya ayak uyduramadık sanırım.
SilDaha fazla daha fazla para kazanacaktım. Hala da bekliyorum kazanmayı :)
YanıtlaSilYanlış beklentilerle başlamıştık bu işe oysa fakat her şeye rağmen yazmaya devam :)
Silben hiç parasal beklenti ile açmadım blogu, öylesi bir amaçsızlık :D hala da tek kuruşunu görmemiş olmam, adsense hiç bulaşmamış olmam ile gururlanıyorum, zaten gelgitli ve tamamen şahsi yazdığımdan ve tabi ki sadece kitaplar olduğundan olabiler benim sebepler. İnsanlar buralara geliyor, biraz yazıyor, biraz okuyor, bazen yorulup bırakıyor sonra dönüp gelebiliyor , biraz sığınak gibi gidecek yolun kalmadığında bile biliyorsun buraya sığınabileceğini, neyse iadeyi ziyarete geldim yazacaktım, bu aralar fazlaca sorgulama kısmındayım hayatın herhalde :D
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler, hoşgeldiniz :)
SilBir uğraş olsun diye açmıştım ben de. Bugün aylar sonra yeni içerik girdim. İçerik denirse tabii... Blog adını değiştirmişsin sanırım. Geri dönüş yapman iyi olmuş ara ara uğramaya devam ederim buraya. Benim uzun süreli yazmayı bırakmamın bir nedeni olmuyor genelde. Senin de muhtemelen öyledir. Sebepsiz yere. Bazen düşüncelerini bloga yazmaya iten o kıvılcım gelmiyor.
YanıtlaSilyazmak bir ihtiyaç bence ve bazen buna ihtiyacımız olmuyor, evet degistirdim önceden meczup adinda bir blogdu burası, farkli seyler denemek istedim. Hosgeldiniz bu arada yorum için teşekkürler :)
Sil