Bir Zamanlar Bir Blogger Varmış, Sonra Da Yokmuş...


Merhaba dostlar, yarım saattir yazıp yazıp siliyorum yahu. Nasıl yazsam bilemedim bir türlü. Unuttum galiba buraları, siz hatırladınız mı beni? Hani bir zamanlar bir çocuk vardı büyük bir hevesle bloga başlayıp hergün yazı yazmış sonra da yavaş yavaş kaybolmuştu ortadan. Ha bir de ahkam kesmişti herkese, bloggerlar neden çok yazı paylaşmıyor falan diye laf atıyordu oraya buraya. Hatırladınız galiba işte o benim. 

Eski motivasyonumdan eser yok maalesef, çünkü hayal ettiğim gibi olmadı hiçbir şey. Eh tabi çılgın bir hayal gücüm var kabul ediyorum ama bu durumda olmak da ne bileyim üzücü. Toplamda 220 yazı yazdım ve her biri için en az yarım saat düşünmüşümdür ve biz yazdık, biz okuduk bloggerlar olarak. Yani uğraşmadım olmadı da diyemiyorum baya uğraştım yazılarımın okunması için fakat yetmedi yani. Şu an tek tesellim anı biriktirmem oldu, izlediğim filmleri unutmuyorum artık iki tıkla izlediğim zamadaki hislerimi okuyabiliyorum. Yorumlara da bakıyorum, insanlar ne tatlı yorumlar yazıp bana moral motivasyon vermiş bazen de film önerilerim için teşekkür etmişler...

Halen yazmaya devam edenler var ve hatta neredeyse her gün yazı paylaşanlar. Gerçekten tebrik ediyorum onları. Umarım ben de eski motivasyonumu kazanır ve eskiden olduğu gibi hergün yazı paylaşabilecek duruma gelirim...

Yorumlar

  1. Merhaba Meczup. Çok tanıdık hissiyatlar bunlar. Hepimizin yaşadığı ve/veya yaşamaya devam ettiği ya da devam edeceği. Ben Temmuz ayından beri blog dünyasındayım. Gönlüm çok hükmediyor daha fazla paylaşımda bulunayım bütün blog yazılarını okuyayım, yorum yapayım ama çalışan bir anne olarak zaman yetiremiyorum. Dediğin gibi hiçbirşey yapmasak bile anı biriktiriyoruz, yazarak kendimizi terapi ediyoruz, kendimize ait özel bir alan yaratıp kendi kurduğumuz dünyada kısa bir süreliğine de olsa özgürce kayboluyoruz, yeni arkadaşlar ediniyoruz, yeni bilgilere ulaşıyoruz, evet bak bu konuda benim gibi düşünenler de varmış diyoruz. Bunlarla yetinmek de mutlu edebiliyor çoğu zaman. Seyrek de olsa bir şeyler paylaşmak tamamen kopmaktan iyidir bence. Tıpkı benim de yapmaya çalıştığım gibi. Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
  2. Artık geldiğini varsayarak hoşgeldin diyorum :))
    Bazen böyle kopukluklar yaşasak da dönüyoruz galiba kürkçü dükkanına...
    Blog candır, gerisi de boştur :)))
    Sevgilerle..

    YanıtlaSil
  3. Hiç merak etme hepimizin başına gelen bir durum bu. Bazen insan sürekli yazmak istiyor, bazen ise sessizce bir kenara kıvrılmak... Burası bu yüzden bize özel çünkü kendimiz olabiliyoruz.
    Sadece ruhunu dinle derim ben.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Blog sayfanı fazla kurcalamazsan ve uzuuun ara vermezsen zaten çok okunursun. Yazdıkların tamamen sana özel ve okunmayı hak ediyor. Bazen motive eden unsurlar bir anda yok olabiliyor ama önlemini yine kendin alman lazım. Tavsiyem sakın bırakma yazmayı ve yazılarının üst sıralara çıkması için neler yapman gerektiğini araştır. İyi bloglar..

    YanıtlaSil
  5. Oluyor böyle şeyler bazen.. (bak şekil 1 ben) :))))

    YanıtlaSil
  6. 13 sene geride kalacak 5700 küsür yazı yazmışım, günde 100 kişi uğruyor. Bunu kafama takacak olsam anında kapatmam lâzım :)

    YanıtlaSil
  7. Temanı değişmişsin sen, bak bu da bir yenilik. :D Biraz tatil ver kendine. Burası kaçmıyor sonuçta. En iyisi mi biz kış uykusundan uyanmayalım.

    YanıtlaSil
  8. Olabiliyor öyle elde olmayan ya da mecburi aralar. Başlatınca devamı gelecektir :)

    YanıtlaSil
  9. Blog yazmaya başlamadan önce araştırma yaparken şöyle bir ifade okumuştum; "ziyaretçi değil okur". Sanırım bu söz çok doğru. Bizim için çok ziyaretçi değil çok okur gerek. O da olur bir gün İnşallah. Vazgeçme. Herkese olmasa bile birilerine mutlaka ulaşır yazdıkların.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder