Merhaba pek sevgili arkadaşlar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü yine derdi olan bir film izledim ve bunu sizlerle paylaşmak üzere yazıyorum bu yazıyı. Yani sanki hayatta hiçbir derdim yokmuş gibi buluyorum ya bu filmleri, kendimi dövmek istiyorum! Bir de bu yetmemiş gibi bu filmleri bir sürü kişiye izletip onların da canını sıkıyorum. Fakaat bir dakika! Gerçekler acıdır, acımasızdır. Bununla yüzleşmeye korkar hale gelmek biraz korkaklık ve vicdansızlık olmaz mı. Her neyse yahu! Filmin adı: Benim Adım Sam
Sakıncası yoksa gereksiz birkaç bilgi vermek istiyorum atlayabilirsiniz:
- Türü: Drama
- Ülkesi: ABD
- Yönetmeni:Jessie Nelson
- Müzik:John Powell
- Senarist: Jessie Nelson
- Süre: 132 dk.
Filmin Konusu!
Sam adında eşi tarafından terk edilmiş, zeka yaşı 7 olan (sanırım buna otizim hastalığı deniyor) ve kızı ile yaşayan bir adam vardır. Ve kızı büyüdükçe bu adamın işi zorlaşmaya başlar, çevresi de bunu fark eder ve kızının onun elinden alırlar. Sonrasında adam kızını geri almanın mücadelesini vermeye başlar. Filmde bu süreç ve fazlası anlatılıyor...
Bu Filmi Neden Sevdim?
Ben genelde bir derdi olan filmleri çok severim, beni düşünmeye itiyor ve hayatımı sorgulamamı sağlıyorsa bayılırım. Çoğu zamanda bu tür filmler üzücü olur, mesela hiçbir zaman hızlı ve öfkeli gibi filmlerden zevk almadım bu tür filmlerden aldığım kadar. Vee bu film biraz beni araştırmaya itti. Bu filmde hikayesini izlediğimiz otizim hastası Sam'in yaşadıklarına bakarak ne zorluklar çektiğine şahit olarak kısa bir araştımadan sonra Türkiye'de yaklaşık 650bin Otizm hastası insan olduğunu öğrendim. Hayat bu insanlar için gerçekten çok çok zor. Ve sosyal medyada ya da sokakta bu insanlara sadece gülmek amaçlı neler yapıldığını görebiliyoruz. Hey dostlar, insanlar kötü be. Sanırım hiçbir zaman yaşıyor olmakta tam anlamıyla mutlu olamayacağım ve mutlu olan insanlara şaşkınlıkla bakacağım.
Film hikayede çocuğun psikolojisini çok iyi ve gerçekçi işlemiş, bu filmi ailenizle izlemenizi tavsiye ederim ve bu filmi herkesee tavsiye ediin.
Bir gün ağlatan filmler listesi yapsam mutlaka bu filmi ekleyeceğim, aslında film hüngür hüngür ağlatmıyor ama hep gözünüzde küçük bir yaş damlasıyla filmi izlemenize neden oluyor. Sam'i filmi izlerken çok seviyoruz ve hep onun mutlu olmasını istedim filmde. Fakat çocuğu elinden alınınca filmi izlerken ikilem yaşadım; bu adam çocuğuna bakabilir miydi, yoksa bakamaz mıydı, bu çocuğu babasına vermeliler miydi. Tabi ki bunu çocuğum olmadığı için düşünebildiğimi fark ettim. Çünkü bir çocuk sahibi olsaydım eminim filmi izlerken gözyaşlarıyla çocuğu babasına vermeleri için dua ederdim.
Filmde Sam'in arkadaşları biraz filmi komik yapmış ve ara sıra bizi gerçekten güldürüyor. Avukat karakteri ise filme gerçekten çok şey katmış. Güzel bir hikaye anlatımı olmuş. Çünkü avukat işleri arasında çocuğuna bakabileceği halde çocuğuyla vakit geçirmezken, bizim Sam bütün gün çocuğunu bir dakika fazla görebilmek için çabalıyor...
Bu filmi gerçekten çok sevdim. Umarım izlersiniz. Sizin izlediğiniz bu tür filmler varsa yorumlara yazın. Her geçen gün herkes için daha yaşanılabilir bir dünyaya uyanma ümidiyle, hoşçakalın...
Filmi güzel anlattığın için izleyesim geldi ve izledim. İzlememe vesile olduğun için de çok teşekkür ederim. İyi bir ebeveyn nasıl olur Sam herkese örnek olarak gösteriyor.
YanıtlaSilSon zamanlarda aldığım en iyi yorumu attığınız için ben size teşekkür ederim :)
Sil