Ve ben yazıya şöyle bir giriş yaparım: Charlie Kaufman son bir kaç gündür final haftam olmasına rağmen senaryosunu yazdığı filmlerin neredeyse hepsini izlediğim senarist. Her şey bu filmle başladı Adaptation. Öncelikle konu dışı Kaufman'lardan bir de Andy vardı sıradışı bir komedyen. Jim Carey'nin Andy Kaufman'ı canlandırdığı Man On The Moon film incelemesini de filmin ismine tıklayarak okuyabilirsiniz.
Bu filmde de başka bir usta aktör başrolde, Nicolas Cage, senaristi canlandırıyor. Evet! Senarist kendini yazmış. Bayılıyorum böyle özgün işlere. Senarist Charlie bu seneryoyu yazım aşamasını yazmış, çok garip değil mi? Bir paradoks gibi. Ha bir de kardeşini canlandırıyor. Durun hemen kafanız karışmasın. Açık bir şekilde dolandırmadan anlatıyorum.
Nicolas Cage bu filmde iki karekteri canlandırıyor. Biri senaristin kendisi diğeri de kardeşi fakat işin tuhaf yanı senaristin gerçek hayatta bir kardeşi yok. Kendisine senaryo içerisinde olmayan bir kardeş yaratan senarist bu karakteri kendisinin neredeyse tam zıttı olarak kurguluyor. Adı Donald. Bu karakteri ustalıkla hikayede Charlie'nin barışamadığı kendi alt benliklerinden biri olarak kurgulayan Charlie hikayenin sonunda başta olduğundan çok farklı bir noktada oluyor buraya geleceğiz.
Film gibi yazının da kendi içerisinde karışmaması için kendimi duraklatmaya çalışıyorum, filmin her noktasından anlatmaya girebilirim, bunu anlamışsınızdır ki halen konuya gelemedim ve farkındaysanız bu cümleyi dahi bitiremedim. Konu şu şekilde senaristimizden bir kitabı filme uyarlaması gerekiyor, kitap orkideleri anlatıyor. Ve biz aynı zamanda bu kitabın yazılışını yan hikaye olarak izliyoruz. Yani filmin yazılış hikayesini izlediğimiz filmin içerisinde filmin yazılış hikayesine vesile olan kitabın yazılış hikayesini paralel izliyoruz. Bu paralel hikayeler bir noktada kesişiyor ve aksiyon. Bir noktaya kadar durgun olan film -kime göre neye göre- bu kesişme noktasından sonra epey eğlenceli bir hal alıyor -filmin içinde de dendiği gibi- Ve son.
Bittiğine en üzüldüğüm filmlerden biri oldu Adaptation. Hazır olun epey depresif cümleler ardı ardına gelmeye başlıyor. Bazı insanlar vardır Charlie Kaufman gibi, tabi filmdekinden bahsediyorum. Bu insanlar farklıdır, normal hayata uyum sağlamakta zorlanırlar. Kendi ayrı dünyaları vardır. Ve bu dünyalarında fazla vakit geçirdikleri için derealizasyon problemi yaşarlar. Bu film herkese göre değil. Bunun öncesinde John Malkovich Olmak diye bir film yazmıştı Kaufman, o da zihin ve kişilik hakkında sorgulamalar yapan bir filmdi. Bu filmler her ne kadar "normal" hayattan uzakmış gibi görünen filmler olsa da aslında bazı insanlar için hayatın tam ortasından filmler. Yalnızlar, hayattan beklediğini bulamayanlar, hep bir umut arayanlar, gerçeküstü bir şeyler olsun isteyenler, bekleyenler, hayal kuranlar... bu film bana farklı şeyler hissettirdi. Tabi bu bir okumadır sadece bir komedi filmi olarak da izlenebilir. Ama bence bu bir komedi filmi değildi.
Başka bir yazımızda görüşmek üzere, neredeyse bir yıldır blog yazmıyordum. Yazım hatalarımı, konudan sapmalarımı, arada saçmalamalarımı görmezden gelirseniz mutlu olurum. Happy Together...
Yorumlar
Yorum Gönder