Hayatında ilk defa 60 yaşlarında bisiklete binen bu hayat dolu adamın (Lev Nikolayeviç Tolstoy) İnsan Ne ile Yaşar? adlı dört kısa hikayeden oluşan kitabını okudum bugün. Kafamda Rus klasiklerinin yazarları kaşları çatık, çok okumuş anlaşılmaz adamlar olarak yer etmiştir hep. Fakat Tolstoy bu önyargımı yıkan yazarlardan biri oldu.
Günlerden bugün. Hayatı yavaşlatma kararı almıştım birkaç gün önce. Her günümün on dakika gibi geçtiğini hissediyordum. Uyanıp her gözümü açtığımda on dakika sonra aynı şey tekrardan olacak gibi hissediyordum. Ve kendimi kitaplara vermeye karar verdim: uzun zamandan sonra okuduğum ilk kitap Veronika Ölmek İstiyor adlı Paula Coelho'nun yazdığı romandı. Tesadüf bu ki her gününün aynı olmasından, hayatının monotonluğundan sıkılan Veronika'nın intihar etmesini anlatıyordu bu kitap. Bugüne dönecek olursak raflarda Tolstoy'un İnsan Ne İle Yaşar? 'ını gördüm ve bu kısacık kitabı okumamış olduğumu fark ettim. Neden olmasın dedim bugün de Tolstoy'la muhabbet edelim.
"Şunu sakın unutmayın: Önemli olan bir tek an vardır. O da “şimdi"dir. Çünkü bir tek ona sözümüz geçer."
Sevgi her şeyin çözümüdür, temalı hikayeleri ilk başta bana kıssadan hisse, ders alınması gereken hikayeler gibi geliyordu. Fakat son hikaye Surat Kahvesi ile beni düşündürmeye başladı. Anlattıkları her ne kadar optimist gelse de Tolstoy zor bir hayat yaşamıştı. Buna rağmen sevginin her şeyi kurtaracağına dair bir kitap yazmıştı.
İnsan Ne İle Yaşar? toplamda dört hikayeden oluşan bir kitap. İlk hikayesi kitaba ismini veren hikaye. Semyon adında bir adamın parasız pulsuz bir kış vakti evine dönerken kim olduğunu bilmediği, sokakta bulduğu birini (insana dönüşen bir meleği) evine alması ve ona bakmasıyla başlıyor. Ve o melek hayattan bazı dersler alarak yeniden meleğe dönüşüyor, bu sürede kendisine yardımcı olan Semyon ve ailesine yardımcı oluyor.
"Öğrendim ki insan kendi hayatından endişe ettiği için değil, içinde sevgi olduğu için yaşar."
Önemli Bir Olay, kitabın ikinci hikayesi. Bir kralın kafayı; en önemli insanla en önemli görevin nerde yapılacağına takmasıyla başlıyor hikaye ve kral hikaye boyunca bu soruların cevaplarını arıyor. Genel olarak tam bir kıssadan hisse tarzı hikaye. Dürüst olmak gerekirse okurken sıkıldığım bir hikaye idi bu. Aradığın şey aslında çok uzağında değildir, beklersen o seni bulacaktır vs.
İnsana Ne Kadar Toprak Gereklidir? Bencillik kötüdür temalı -ki baştan sonu tahmin edilebilse de- ders veren güzel bir hikaye bu. Okurken keyif alıyor ve bir insanın hırsının, sahip olma arzusunun nerelere gelebileceğini görüyorsunuz.
Surat Kahvehanesi, son hikaye. Bana göre kitaptaki en güzel hikaye. Ders vermekten çok düşünmeye sevk eden. Kendinizi, yaşamınızı ve inancınızı sorgulamanızı sağlayan, yaşadığınız coğrafyanın, edindiğiniz eğitimin düşüncelerinizde ne kadar etkili olduğunu anlatan hikaye gerçekten okunmaya değer. Genel olarak okunması gereken kısa bir kitap İnsan Ne İle Yaşar, okumanızı öneriyor yazımı son öyküden bir alıntıyla bitiriyorum.
Bana da rus klasiklerinin yazarları, saçları beyaz ve uzun böyle lüle lüle ama tarak vurulmamaktan karma karışık olmuş, kıllı, göbekli, genellikle gömlek üstüne kadife ceket giyen tiplermiş gibi geliyor.... :D
YanıtlaSilTolstoy böyle bir adam olsa da anlattığı hikayelerde tontiş bir dedeye dönüşüyor:)
Sil